pcBqO. Esmaül Hüsna Tesbih Ulemayı Benâmdan naklolunduğuna göre Allah'u Teâlâ'nın üç bin ismi vardır. Bunlardan bin tanesini Melekler, bin tanesini Nebîler bilirler. Üç yüz tanesi Tevratta, üç yüz tanesi Zeburda, üç yüzü İncilde ve doksandokuzu da Kur'an-ı Kerim'dedir. Allah bir adedini ise Kendisinde gizlemiş ve bildirmemiştir. Bu ismine İsmi Âzam denilir. Yüce Kur'an'da geçen doksan dokuz ismine ise Esma-Ül Hüsna denir. Bir Hadis-i Şerif'te Efendimiz Hz. Muhammed şöyle buyurmuştur "Her biriniz Allah'u Teâlâ'dan bir dilekte bulunmak istediği zaman, evvela O'na şanına yakışır şekilde hamd etsin, sonra Rasûlune salât etsin, ondan sonra duasını yapsın. Bu amacına ulaşmak için daha elverişlidir.". Bu hadise göre Allah'u Teâlâ'ya dua ederken, övgülerde bulunurken en güzel isimler olan Esma-ül Hüsna'da ki isimlerle hitap etmek ve övmek, bize Kendisinin sevgi ve merhametini kazanmamızı, dualarımızı belki daha çabuk kabul etmesini sağlayacaktır. Esma-ül Hüsna'yı ezberlemek insanların kârınadır. Çünkü, Esma-Ül Hüsna'nın ezberlenmesine Allah Zûlcelâl Hazretlerinin ihtiyacı yoktur, aksine bizi aciz kulların ihtiyacı vardır. Ezberleyene ve devam edene ise mükafatın çok olduğu bildirilmiştir. Öyleyse bazı Esma-Ül Hüsna'dan ve tesbihinden, yani devamlılığında ki faydalarından bahsedelimYâ Allah Celle Celâluhu; tüm isim ve sıfatları zatında toplayan Yüce Allah'ın başka hiçbir varlığa verilmeyen ismidir. Allah Celle Celâluhu ismi celilinin zikrini çokça yapanların, hem Allah katında hem de insanlar arasında derecesi artar. İnsanlar arasında sevilen, sayılan ve sözü geçen bir kişi olur. Esma-ül Hüsna'da ki bütün isimler Allah ismi celilinde gizlidir. Allah diye zikredenler, bütün isimleri zikretmiş olurlar. Bu ismi celile iki şekilde zikredilir. Birincisi Yâ Allah; ikincisi ise Allah, Allah, .... şeklindedir. Er Rahmân Celle Celâluhu; Ezelde bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet buyuran, hiçbir yaratılanı ayırt etmeyen. Bu ismi celileyi farz namazlardan sonra 100 kere okuyan kimseler, gafletten ve unutkanlıktan, gönül darlığından emin olurlar. Er Rahîm Celle Celâluhu; çok merhamet eden, ahirette sadece müminlere merhamet edici anlamındadır. Verdiği nimetleri iyi kullananları büyük ve ebedi nimetler vererek mükâfatlandıracaktır. Er Rahim ismi celilini, sabah namazından sonra 100 kere okuyana, bütün yaratılanlar dost olurlar. Allahu Teâlâ'nın rahmetine nail Melik Celle Celâluhu; bütün kainatın sahibi olan ve mutlak surette hükümdarı. El Melik ismi celiline devam edenler, insanlar arasında değer görür, hürmet bulur. El Kuddüs Celle Celâluhu; hatalardan, acizlikten, gafletten ve bütün eksikliklerden çok uzak olan, çok temiz. Yâ Kuddüs ismi celilini her gün yüz defa okuyan kişinin gönlü bütün kederlerden temizlenir. Es Selâm Celle Celâluhu; her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran, Cennetteki salih kullarına selam veren. Es Selâm ismi celili, hasta olan birisinin üzerine 160 kere okunursa o kişi sıhhat bulur. Devam edenler, her türlü tehlikelerden korunur. El Mü'min Celle Celâluhu; gönüllerde iman ışığı uyandıran kendine sığınanları aman verip onları rahatlatan koruyan. Bu ismi celileye devam edenleri Allah'u Teâlâ düşmanların şerrinden Müheymin Celle Celâluhu; gözetici ve koruyucu anlamına gelen El Müheymin ismi celilini, gusül abdesti aldıktan sonra okuyanların, gelecekleri parlak ve aydınlık olur. Son Güncelleme 011734 Esmaül Hüsna Tesbih ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. 0 Yorum Yapılmış "Esmaül Hüsna Tesbih" Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin El Bari El Bari, yarattıklarını benzeri olmaksızın, bir kalıptan döker gibi kusursuz ve noksansız yokluktan varlığa çıkaran anlamına gelmektedir. Her yarattığını, bir örneği ya da bir ana maddesi olmadan, elinde herhangi bir plan ve projesi bulunmadan düz... El Hadi El hadi, rahman ve rahim olan Allahın 99 ismi şerifinden bir tanesidir ve sayısız hikmetler ile doludur. Kudreti büyük olan Allah celle celalühü’nün her ismi şerifinde kâinata yararlı insanlara yararlı hikmetler ve faydalar bulunmaktadır. İlk önce... Er Rezzak Er Rezzak, rahman ve rahim olan yüce Allah’ın 99 ismi şerifinden bir tanesidir. Rahman ve rahim olan kudreti daima üstün gelen bütün gözlerin gördüğünün ve görmediği her varlığın tek sahibi olan Allah’ın bütün ismi şeriflerinde bilinen ve bilinmey... El Cebbar El cebbar, rahman ve rahim olan yüce Allahın ismi şeriflerinden biridir ve anlamı, fazileti çok büyüktür. Âlemleri yaradan yüce Allah yarattığı her şeyin tek sahibidir ve Allah dilediğin var eder dilediğini ise yok eder. Yüce Allah’ın ismi şerifle... El Halim El Halim, Hoşgörülü olan, yarattıklarına yumuşak davranan anlamına gelmektedir. Allah Ezze ve Celle yarattıklarına karşı sınırsız bir şekilde halimdir. Öyle ki, azabı ve celali o kadar büyük olmasına rağmen yarattığı kullarından ve tüm varlıklarda... El Kerim El kerim, rahman ve rahim olan, kudreti daima üstün gelen Cenabı Hakkın 99 ismi şeriflerinden bir tanesidir. El kerim’in fazileti saymakla bitecek gibi değil ve kalplere zikrettikleri sürece huzur veren ismi şeriflerden biridir. Esmaül Hüsna, rahm... Allah cc İsmi Hüsnasıyla Tecellisi Aziz okurlarım Rahman Rahim olan Allah cc'nün hüsnü adıyla Salat ve Selam Hz Muhammed Mustafa Efendimize ve al ve ashabına olsun Yukarıda Nacizane zikrettiğim Allah cc ism-i mübarekesinin teceliyatı hususun sizinle mütaala ... İsm-i Azam Nedir Allah Teâlâ'nın Kur'an ve hadîs-i şerîflerde zikredilen isimlerinin en büyüğüdür. İsm-i A'zam'ı, Allah, isimleri içinde gizlemiştir. Bunun da hikmeti, kullarının bütün Esmâ-i Husnâ'ya rağbetini sağlamak, kendisine bütün isimleriyle dua edilmesini ... Allahın Diğer İsimleri Allah'ın isimleri 99 taneden ibaret değildir. Âyet ve hadîslerde bu 99 isimlerden ayrı olarak Allah'a başka isimler de izâfe edilmiştir. Allah'a izâfe edilen diğer bâzı isimler şunlardır el-Vâhid'in yerine el-Ehad, el-Kahhâr'ın yerine el-Kâhir... Esmaül Hüsna Anlamları Esmaül Hüsna Bizleri yaratan Allah'ın en güzel 99 ismidir. En güzel isimler ona aittir. Her birinin bir anlamı ve sıfatı Kendinden başka ilah bulunmayan Cenabı Hakkın asıl Dünya üzerinde yarattığı bütün mahlukata merh... Esmaül Hüsna Okunacak Saatler GÜNEŞ Allah, er Rahmanu, er Rahimu ,el Meliku, es Selamu,el Haliku, el Bariu,el Basitu, er Rafiu,el Muizzu, el Basiru, el Hakemu, el Adlu, el Gafuru, el Aliyyu, el Hafizu, el Mukitu,el Celilu, el Baisu,el Muhsi,el Hayyu, el Kadiru, el Muktediru, ... Esmaül Hüsna Etkisini Arttırma Okunan Esma-ül Hüsnaların daha çabuk ve daha tesirli olmaları için çoğaltılırlar ve işlem için Arabi Ebced kullanılır. En çok bilinen ve kullanılan büyük Ebced hesabından başka, Arabi Ebced yada En Büyük Ebced hesabı da vardır. Bu Tabloda harfler yin... Esmaül Hüsna Faziletleri Ya Latif El Aziz Ya Fettah Kayyum El Fettah Ya Şafi Er Rahim Ya Bais Ya Halim El Latif El Melik El Vedud Ya Mani Ya Evvel Es Selam El Cami El Müheymin El Bari El Hadi Er Rezzak El Cebbar El Halim El Kerim Allah cc İsmi Hüsnasıyla Tecellisi İsm-i Azam Nedir Allahın Diğer İsimleri Esmaül Hüsna Anlamları Esmaül Hüsna Okunacak Saatler Esmaül Hüsna Etkisini Arttırma Popüler İçerik El Vedud El Vedud, Kuran'ı Kerim'de geçen Allah'ın 99 esmasından Vedud isminin anlamı nedir?O dilediği kulunu çok seven, salih kullarını, Onun aşkı ... Ya Mani Ya Mani Allah'ın Kuran'ı Kerim'de geçen 99 esmasından Mani isminin anlamı nedir?Dostlarını kötülüklere karşı koruyan, istemediği şeylerin o... Ya Evvel Ya evvel Allah'ın Kuran'ı Kerim'de geçen 99 esmasından Evvel isminin anlamı nedir?Bu her şeyden önce var olan anlamını taşır. Yüce ... Es Selam Es Selam Allah'ın Kuran'ı Kerim'de geçen 99 esmasından Selam isminin anlamı nedir?Emniyet, selam, güven ve esenlik sahibi, her türlü ayıpta... El Cami El Cami Allah'ın Kuran'ı Kerim'de geçen 99 esmasından Cami isminin anlamı nedir?Her istediğini istediği yerde ve istediği zamanda toplayabi... El Müheymin El Müheymin Allah'ın Kuran'ı Kerim'de geçen 99 esmasından biridir. El Müheymin isminin anlamı nedir?Bütün varlıkları koruyan, her şeyin şahitliğini ya...
KÜNYE HAKKIMIZDA HARİTA YASAL ARA İLETİŞİM ANASAYFA TARİHİMİZ Peygamberler Tarihi Tevrât'ta Âhiret İnancı Yahudilerde âhiret inancı nasıldır? Tevrât'ta anlatılan âhiret inancı nasıl bilgiler veriyor?Tevrât’ta âhiret ile ilgili açık ve net bilgiler yoktur. Sonraki nüshalarda da günahkârların cehenneme gideceği, dînin emirlerine riâyet eden insanların cennete gideceği inancı vardır. Ancak yahûdî târihine bakarsak, ilk dönemlerde âhiret telâkkîsine rastlamak pek mümkün değildir. Tevrât’ta ölenler için “Günlerine doymuş olarak atalarıyla birlikte uyudu.” ibâresi kullanılmaktadır. Tekvîn, 47/30; Tesniye, 31/16 Daha sonraları Benî İsrâîl arasında “Ölenler ne olacak?” sorusu tartışılmaya başladı. Ve ölenlerin “şeol” ölüler diyârına gittiği inancı yerleşti. Yahûdîlikte ölüm sonrası diriliş, mükâfât ve mücâzât ilk defa Danyel Kitâbı 12/2’de, açık ve net olarak ifâde edilir. Danyel, 586-538 Bâbil esâreti döneminde Bâbil’de yaşamıştır. Yahûdîlikte âhiretle ilgili inançlar daha çok Talmut’ta yer almaktadır. Buna göre; Benî İsrâîl, dâimî olarak cennette kalacaktır. Günahkâr olan İsrâîloğulları ise, cehennemde sâdece oniki ay kalacak, sonra onlar da cennete gireceklerdir. Yahûdî olmayanların ise, hepsi cehenneme girecek ve ebediyyen azâb içinde kalacaklardır. Çünkü yahûdîlik perspektifinden bakıldığında, yahûdî olmayanların hepsi putperesttir. Roş Ha-Şana, 17a Kaynak Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi-2, Erkam Yayınları İslam ve İhsan PAYLAŞ İslam ve İhsan İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh katında dîn İslâm’dır …” Âl-i İmrân, 19 buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan böyle bir dîn aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” Âl-i İmrân, 85 ... Peygamber Efendimiz Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret hac etmendir” buyurdular. “İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular. İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir. Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Muvatta’, Kader, 3. Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir. Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307 Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” er-Rad, 28 Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir. İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal ilm-i hâl sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır. İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz. Erkam Medya © islam&ihsan 2013 - 2022 altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz.
Tevrat’ta Geçen İsimler nelerdir merak ediyor musunuz? Kuran’da adı geçmekte olan 20 tane peygamberin ismi İncil ve Tevrat’tan kaynaklanmaktadır. Liste ise şu şekildedir; Nuh, İbrahim, Yahya, İsa, Yûnus, Zekeriya, ElyasaElisha, İlyasElijah , Dâvud, Süleyman, Musa, Harun, Şuayb, Eyyup, Yusuf, Yakup, İshak, İsmail ve Lutt’tur. İslamiyette olduğu gibi Yahudilikte de isim koymak büyük bir önen taşımaktadır. Dinimizde isim koymak için belli başlı noktalar dikkat etmek gerekir. Baba ve anneler en önemli görevleri içinde yer alan bir konuda isim koymaktır. Dinimiz gereği; bebeklerin sağ kulaklarına ezan, sol kulaklarına da ikamet okunmalı ve onlara en güzel anlamları taşıyan bir isim konulmalıdır. Bebeklerin isimleri konulacağı zaman ismin güzel olmasına ve anlamı konusunda son derece dikkatli olmak gerekmektedir. Doğacak olan bebeğe güzel bir isim vermek dinimiz gereği sünnettir. İsim, kişinin tanınmasına olanak sağlayan ve kişiyi çevresinde bulunan kişiler tarafından ayırmakta olan en büyük semboldür. Bundan dolayı da Tevrat’ta Geçen İsimler, İncil’de geçen isimler veya Kuran’da geçen isimlerden hangisi tercih edilirse edilsin kişinin yaşamı boyunca en sık duyacağı sözcükler arasında yer almaktadır. Bundan kaynaklı olarak da kişiler isminin her daim güzel olmasını istemektedir. Yeni doğacak olan bir bebeğe güzel bir isim koymak her ebeveynin görevidir. Bebeklere koyulacak olan isimler hem ahrette hem de dünyada geçerli olan isimlerdir. İsimler bazen de aile büyüklerinin istekleri üstüne koyulmaktadır. Bebeklerin dünyaya geldiklerinde isim seçme hakkı bulunmaz. Bebekler büyüdükçe ve zaman geçtikçe kendi isimlerine alıştıkça sever ve benimserler. Bebeklerinizin ve çocuklarınızın severek taşıyacağı, gurur duyacağı, en güzel Tevrat’ta Geçen İsimler kullanmak gerekmektedir. Hayat boyunca taşınacak ve adeta sahibi ile bütünleşen isimler büyük bir önem tanımaktadır. Seçilecek olan isimlerin kolay olmasına ve akıllarda kalıcı olmasına dikkat etmek gerekir. Yalın olması ve ahenkli olması da sahibinde hoş duracaktır. Kişilere isim bir kere verilir ve bir yaşam boyunca taşınır. Çocuklarınıza nasıl isim seçerseniz seçin; ismi ve anlamı ile çevresinde hatırlanmaktadır. Örneğin; Suguriye denildiği zaman iste dışı çevrede bulunan insanların hemen hemen hepsi bu kişiye karşı isminden kaynaklı olarak tepkili yaklaşır. Sevecen isimler ile ılımlı ve sevimli bir etkiyi çevrede bulunan insanların üstünde bırakır. Garip gibi farklı olan isimler ise çevrede yer alan kişiler arasında itibar ve saygı görmeyecek olan isimlerin içinde yer almaktadır. Tevrat içinde bulunan isimler oldukça anlamlıdır. Hatta birçok peygamberin ismine de Tevrat’ta bulabilirsiniz. Mustafa Moshe, Selma Salmia, Neslihan Nesichah, isa Nitza, Baydar Zengin, Ilgaz İgnaz, Serra Sarah, Sema Sima, Seyna sheina, Newman Numan, Vadim Bil-mek, gökçe sevimli, melih, Yaşar Doğru, Dogulu Mizrahi, Ami ülkem, Kol Tüm , Yalvaç Tanri elçisi, Şen, Okin Kon-mak Tevrat’ yer alan isimlerden sadece birkaçıdır. Tevrat’ta Geçen İsimler listesini yazımızın devamında bulabilirsiniz. Tevrat’ta Geçen İsimler Mustafa- Seçkin- seçilmiş Osman-Bir tür kuş ya da ejderha Seda- Ses. Yankı Selma-Barış içinde bulunma, huzur, erinç Simla-Karlarla kaplı Suzan-Yakan, yakıcı Sumru- Timur-Demir Ilgaz-Atın dörtnalla koşması Kerem-Asalet, asillik, soyluluk Nur-Aydınlık, parıltı, parlaklık Nehir-Akarsu, ırmak Neslihan-Han nesline ait, hanın soyundan Nimet-İyilik, lütuf, ihsan, bahşiş Nisa-Kadın Kenan-Vaat edilmiş ülke Asaf-Erdem, ileri görüşlülük Bereket-Bolluk Barkan-Hareketli kumul Nişan-İm, iz, belirti. Murat-Amaç, maksat, istek Ünlü-Tanınmış, adı duyulmuş Yusuf-İnleyen, ah eden Senih-Süs, bezek Sarp-Çetin, sert, şiddetli Reha-Kurtulma, kurtuluş. Güneş-Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi. Bilge-Bilgili, iyi geniş, derin, bilgi sahibi kimse Eser-Nişan, alamet Sultan-Padişah, hükümdar Verdi-Güle ait, gül ile ilgili Gökçe-Gökle ilgili göğe ait semavi Timur-Demir Nejat-Doğa, yaradılış, yapı. Berrin-Yüksek yüce Bülent-Yüce yüksek, ala, ulu Baran-Yağmur Barlas-Kahraman, savaşçı Ender-çok az, çok seyrek Bahar-Kışla yaz arasındaki mevsim Yaşar-Altı ayla üç yaş arasındaki sıpa
Kur’an,Yahudilerin, kitapları olan Tevrat’ın kelimelerinin yerlerini ve anlamlarını değiştirmek suretiyle dinlerinde tahrifat yaptıklarını söylemektedir. Bu yüzden Peygamberimiz asm ile ilgili işaretler, Yahudiler tarafından başka anlamlara çekilmek ve değiştirilmek istenmiştir. Kelimelerin anlamını çarpıtarak var olan anlamı bozan Ehl-i kitap; böylece Peygamberimiz asm’e işaret eden izahların anlaşılmasını konuya işaret eden Kur’an ayetleri şöyledir“Yahudilerin bir kısmı kelimeleri yerlerinden değiştirirler ve dillerini eğip, bükerek işittik ve karşı geldik derler…”Nisa, 4/ 46“Onlar yerlerine konulmuş kelimeleri değiştirirler ve "Size bu verilirse alın, verilmezse sakının" derler...”Maide, 5/41Şimdi Tevrat’ta Peygamber Efendimiz asm’a işaret eden ifadelere geçiyoruz1. Her şeye egemen Efendiniz diyor ki; "Bir kere daha, vakit azdır ve Ben göklerle yeri, denizle karayı sarsacağım… Ve bütün milletleri sarsacağım ve bütün milletlerin Himada'sı gelecek ve bu mabedi şanla, şerefle dolduracağım.” der.Eski Ahit Haggay 2, ayet 6-7Geleceği müjdelenen ve Tevrat’ın bu bölümünün orijinal metninde geçen “Himada” kelimesi, Arapça'da geçen Muhammed ismiyle aynı köklerden ve Ahmed isminin harfleri olan "Ha, Mim ve Dal" harflerinden oluşmaktadır ve genel olarak aynı anlamları taşımaktadır. Böylece Hz. Muhammed asv'ın ismi veya isminin anlamını veren kelime, ayetin ifadesinde; gelecekte oluşacak görkemli bir olay ile beraber Eski Ahit'ten sonra gelen ve Allah'ın varlığını milyarlara yayan Hz. Muhammed asv’in gelişinden daha görkemli ne olabilir! Demek, Tevrat’ın bu ayeti, Peygamberimiz asm’dan ve onun ile meydana gelecek müthiş ve görkemli hadise olan İslam’ın bütün devletleri sarsarak dünyaya galip gelmesinden haber Ahit, İşaya bölümü 42, adeta Peygamber Efendimiz asm’ı anlatmakta ve O’nun geleceğinden haber vermektedir... İlk önce Eski Ahit’in bu bölümünü okuyalım ve daha sonra Tevrat’ta geçen bu ifadeleri tahlil edelim“İşte kendisine destek olduğum, gönlümün kendisinden razı olduğu seçtiğim kulum. Ruhumu yani Cebrail'ionun üzerine koydum. Milletler için adaleti meydana çıkaracaktır… Bağırıp çağırmayacak. Sokakta sesini yükseltmeyecek… Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracak… Yeryüzünde adaleti sağlayana dek cesaretini yitirmeyecek ve kıyı halkları O'nun kanunlarını bekler… Gökleri yaratıp, onları yayan, yeryüzünü ve ürününü seren, Dünya'daki insanlara soluk, orada yaşayanlara ruh veren Efendiniz Allah diyor ki Ben Efendin, Seni doğrulukla çağırdım. Elinden tutacak, seni koruyacağım, seni halka antlaşma ve uluslara ışık yapacağım… öyle ki kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları ve cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın… Ben Efendinim. Adım budur. Onurumu bir başkasına, övgülerimi putlara bırakmayacağım… Bakın önceden bildirdiklerim gerçekleşti. Şimdi de yenilerini bildiriyorum, bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum… Ey denizlere açılanlar ve denizlerdeki her şey, kıyılar ve kıyı halkları! Efendinize yeni bir ilahi söyleyin. Dünya'nın dört bucağından onu ezgilerle övün… çöl ve onun şehirleri, Kedar'ın oturduğu köyler seslerini yükseltsinler. Selada oturanlar terennüm etsinler, dağların doruklarından bağırsınlar…”Eski Ahit İşaya bölümü 42'de geçen gelecek ile ilgili bu anlatımlar Peygamberimiz asm ile büyük bir uyum göstermektedir. Hem bu hadiselerin ileride olacağının söylenmesi de çok önemlidir. Demek ki bu müjde Hz. Musa as zamanında ve daha önce açığa çıkmamıştır. Gelecekte vaki olacaktır… Şimdi bu müjdenin Peygamberimiz Hz. Muhammed asv olduğunu, bu ifadeleri birer birer inceleyerek görelima. “İşte kendisine destek olduğum, gönlümün kendisinden razı olduğu, seçtiğim kulum. Ruhumu Cebrail'i onun üzerine koydum. Milletler için adaleti meydana çıkaracaktır.”Eski Ahit İşaya 42, Ayet 1Tevrat’ta geçen bu cümle, her kelimesiyle Peygamberimiz asm’e işaret etmektedir. Zira Allah Ona destek olmuş, ondan razı olmuş ve insanlar üzerine Onu seçmiştir. Ayrıca Cebrail as’ı Ona göndermiş ve milletler içinde adaleti onunla meydana çıkartmıştır. Demek bu ifadede geleceği müjdelenen zatın beş sıfatı da Efendimiz asm’de mevcuttur. Öyleyse Tevrat’ın bu cümlesi her kelimesi ile Efendimiz asm’i “Bağırıp çağırmayacak. Sokakta sesini yükseltmeyecek. Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracaktır...” Eski Ahit İşaya 42, Ayet 2 ve 3Tevrat’ta geçen bu ifadelerde Efendimiz asm’ın güzel ahlakından haber vermektedir. Kur’an ayetleri Efendimiz asm’ın bu vasfını“Muhakkak ki sen üstün bir ahlaka sahipsin.”[1]ifadesiyle beyan buyururken, Tevrat’ta da bu şekilde haber verilmektedir. Demek geleceği müjdelenen Zat, üstün bir ahlakın sahibi olacaktır. Efendimiz asm ise dost ve düşmanın tasdikiyle böyle üstün bir ahlaka “Yeryüzünde adaleti sağlayana dek cesaretini yitirmeyecek ve kıyı halkları O'nun kanunlarını bekler…” Eski Ahit İşaya 42, Ayet 4Tevrat’ın bu cümlesi de Efendimiz asm’dan haber vermektedir. Zira Efendimiz asm daha hayatta iken yeryüzüne hâkim olmuş ve adaleti sağlamıştır. Ve asla cesaretini kaybetmemiştir. Hatta“Allah seni insanlardan koruyacaktır.”[2]ayeti kerimesi indiğinde, çadırının önünde nöbet bekleyen sahabeleri dahi göndermiş ve onlara; “Artık beni Allah koruyacak, sizin beklemenize gerek yok.” demiştir.[3]Ve yeryüzünde, zulüm ile adeta işkence gören insanlar ve milletler, adaleti sağlayacak bu zatı beklemişlerdir. Demek bu ifade Efendimiz asm’ın cesaretinden, adaleti sağlayacağından ve kıyı halklarının onun kanunlarını beklemelerinden haber vermekle, Efendimiz asm’a işaret etmiş, hatta Efendimiz asm’ı tarif "Ben Efendin, seni doğrulukla çağırdım. Elinden tutacak, seni koruyacağım, seni halka antlaşma ve uluslara ışık yapacağım...”Eski Ahit İşaya 42, Ayet 6Tevrat’ta, geleceği müjdelenen O zatın, Allah’ın tarafından korunacağından bahsedilmiş ki, Allah’ın Efendimiz asm’ı en zor zamanlarda, hatta kurtulmanın imkânsız olduğu en zor durumlarda koruduğu ve Onu selamete çıkardığı tarihçe malumdur. Hatta hicrette, saklandığı mağarada, müşrikler tarafından yakalanması an meselesi iken ve yanındaki sadık dostu Hz. Ebubekir ra, Onun için gözyaşı dökerken, O metanetle sadık dostuna “Korkma, Allah bizim ile beraberdir.”[4]diyerek, bu ilahi korumanın varlığını bildirmiştir. Efendimiz asm’ın hayatının her safhasında bu ilahi koruma görülmektedir. Siyer-i Nebevi’yi iyi bilenler, bu sözümüze şahit Efendimiz asm, halkların anlaşmasına vesile olmuştur. Onun ile kan davaları son bulmuş, düşmanlar kardeş olmuştur… Ve yine Efendimiz asm ile uluslar yollarını bulmuş, adeta onlara ışık olmuştur. Demek Tevrat’ta geleceği müjdelenen zatın üç vasfı ki I. Allah’ın onu koruyacağı, II. Halka anlaşma, III. Uluslara ışık olacağı, Efendimiz asm’ın herkesçe malum olan ki kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları ve cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın…”Eski Ahit İşaya 42, Ayet 7Tevrat’ın bu cümlesi de Efendimiz asv’den haber vermektedir. Zira Onunla körelmiş gönül gözleri görmüş ve hasta gönüller iyileşmiştir. Onunla nefsin tutsakları özgür kalmış ve şirkin karanlığında yaşayanlar tevhit ışığına Efendinim. Adım budur. Onurumu bir başkasına, övgülerimi putlara bırakmayacağım...” Eski Ahit İşaya 42, Ayet 8Tevrat’ta geçen bu ifade çok manidardır. Çünkü Allah Teâlâ bu ayetiyle, göndereceğini müjdelediği zatın, putperestliği yok edeceğini haber vermektedir. Peygamberimiz asm’ın da en büyük mücadelesi putperestler ile olmuş ve Mekke’yi fethettiğinde ilk iş olarak Kabe’deki putları Allah Teâlâ bu ayette, “putlara övgüleri bırakmayacağını” bildirmiştir. Efendimiz asm bu vazifeyi de yapmış ve “Elhamdülillah” fermanıyla, bütün övgülerin Allah’a mahsus olduğunu bildirmiştir. O halde geleceği bildirilen O zat, Efendimiz asm’dır. Zira Peygamber Efendimiz asm, müjdelenen zatın vazifesini hakkıyla eda “Çöl ve onun şehirleri, Kedar'ın oturduğu köyler seslerini yükseltsinler. Selada oturanlar terennüm etsinler, dağların doruklarından bağırsınlar.”Eski Ahit İşaya 42, Ayet 11Tevrat’ın bu cümlesi de Efendimiz asm’den haber vermektedir. Zira Efendimiz asm, Hz. İbrahim as'ın oğlu, İsmail as'ın oğlu Kedar'ın soyundan olan bir toplumun üyesiydi. Demek bu ifade Efendimiz asm’ın soyuna işaret özü;Eski Ahit'ten bu bölümleri Efendimiz asm ile tam bir uygunluk içindedir. Ayrıca Tevrat’ın bu bölümünün devamında, 17. ayette; putperestlerin utandırılmasından bahsedilmesi de ilginçtir. Zira bu utandırma hadisesi de Efendimiz asm ile gerçekleşmiştir. Evet, dikkatli bir incelemeyle Eski Ahit'te daha birçok işaretler bulunabilir. Demek Kur’an'ın söylediklerini embriyolojiden astronomiye, jeolojiden arkeolojiye birçok bilim dalı onayladığı gibi, Eski Ahit'in işaretleri de “Onlar için kardeşleri arasından, senin gibi bir peygamber çıkaracağım ve sözlerimi onun ağzına koyacağım.”Kitab-ı Mukaddes, Tesniye Bâb18 , Âyet 184. “Gerçek, Mûsa demiştir “Rab size kardeşleriniz arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak, her ne söylerse onu dinleyeceksiniz. Ve bütün peygamberler, İsmail ve sıra ile gelenler, hep söylenen bu günleri ilân ettiler.”Yeni Ahit Resullerin İşleri, Bâb 3, Âyet 22Şimdi Kitab-ı Mukaddes’ten alınan bu iki cümleyi tahlil edelim Musa as’ın, Hz. İbrahim as’ın oğlu Hz. İshak as’ın soyundan gelen İsrailoğullarına; “kardeşleriniz” şeklindeki hitabı, Hz. İshak as’ın kardeşi Hz. İsmail as’ın soyuna, yani İsmailoğullarına işarettir. İsmailoğullarından gelecek olan peygamber ise ancak Hz. Muhammed asv olabilir; çünkü İsmail as soyundan yalnızca Efendimiz asm gelmiştir. Hz. Yuşa as ve Hz. İsa as, Hz. İsmail as’den değil, Musa as, “benim gibi” sözüyle Peygamberimiz asm’ı kastetmektedir. Çünkü; cihad, getirdiği kanun ve hükümler, koyduğu cezalar, cemaati arasında sözünün dinlenir olması,.. gibi yirmi kadar hususta Hz. Mûsa as’a benzeyen; Peygamberimiz Hz. Muhammed asv’dır; Hz. Yuşa as ve Hz. İsa as Ayette geçen “Sözlerimi ağzına koyacağım” ifadesi, Efendimiz asm’ın ümmî olup, okuma-yazmayı bilmediği halde Allah’ın Kelâmı’nı kolayca hıfzedip insanlara okuyacağına işarettir. Ve bu haber, verildiği gibi aynen Tesniye 18 ve 19. ayetlerdeki bir ifadeye özellikle dikkat çekmek istiyoruz bu cümlelerde;“gelecek peygamberin, Tanrı'nın ismiyle sözler söyleyeceği” vurgulanmaktadır. Peygamberimiz asm’e gelen Kur’an'ın en ilginç ve diğer kitaplarda görünmeyen özelliklerinden birisi de; Kur’an’ın 114 surenin, 113'ünün “Besmele” ile yani "Bismillahirrahmanirrahim" Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle diye başlamasıdır. Hatta Peygamberimiz asm sadece Kur’an ayetlerini okumaya değil, her işine besmele ile başlardı ve bunu ümmetine tavsiye ederdi. Demek Tevrat’ta geleceği müjdelenen ve Tanrı’nın ismiyle sözler söyleyeceği bildirilen zat, Peygamberimiz Hz. Muhammed asv’ “Rab, Sina’dan geldi ve onlara Sâir’den doğdu; Paran dağlarında parladı ve mukaddeslerin on binleri içinden geldi. Onlar için sağında ateşli ferman vardı.”Tesniye, Bab 33, Âyet 2 bu ifadesinde “Sina’dan gelme”; Hz. Mûsa as’a ve Sîna dağında ilâhî hükümlerin Ona verilmesine “Sâir’den doğma” ise; Hz. İsa as’a ve Ona İncil’in verilmesine, “Paran dağlarında parlama” ise, Efendimiz asm’in Mekke’de çıkacağına işarettir. Zira Paran, Arapça okunuşuyla Farandır. Faran ise; Mekke’nin eski bir Paranın Mekke olduğuna, Kitab-ı Mukaddes’in Tekvin Bölümündeki, Hz. İsmail as’ın Paran çölünde oturduğunu anlatan cümleler de delildir. Zira Hz. İsmail as Mekke’de oturmakta idi. Demek, Kitab-ı Mukaddes’in işaretiyle deFaran, Mekke’dir. Tevrat’ın ifadesiyle; Allah “Faran dağlarından parladığını” beyan buyurmuştur. Bu parlama, Hz. Muhammed asm’dan başka kim olabilir?b.“Mukaddeslerin on binleri içinden geldi” cümlesiyle belirtilen mukaddesler ise; Peygamberimiz asm’ın Âli, Ehl-i Beyti ve Ashâbıdır. Kısa bir zamanda bu mukaddes cemaat on binlere, hatta yüz binlere “Sağda ateşli ferman” ifadesi ise; cihada ve gelecek peygamberin cihad ile memur olacağına işarettir. Efendimiz asm ve ümmetinin cihad ile vazifeli olması, bu cümlede işaret edilen zatın Hz. Muhammed asv olduğunu ispat etmektedir… Demek Tevrat’ın bu cümlesi üç işareti ile Efendimiz asm’den haber Tevrat yaratılış bölümü “Ancak Tanrı İbrahim'e, "Oğlunla cariyen için üzülme." dedi. Sara ne derse, onu yap. Çünkü senin soyun İshak'la sürecektir. Cariyenin oğlundan da bir ulus yaratacağım, çünkü o da senin soyun. İbrahim sabah erkenden kalktı, biraz yiyecek, bir tulum da su hazırlayıp Hacer’in omzuna attı, çocuğunu da verip onu gönderdi. Hacer Beer-Şeva Çölü'ne gitti, orada bir süre dolaştı. Tulumdaki su tükenince, oğlunu bir çalının altına bıraktı. Yaklaşık bir ok atımı uzaklaşıp, "Oğlumun ölümünü görmeyeyim." diyerek onun karşısına oturup hıçkıra hıçkıra ağladı. Tanrı çocuğun sesini duydu.”“Tanrı'nın meleği göklerden Hacer'e, "Neyin var, Hacer?" diye seslendi, "Korkma! Çünkü Tanrı çocuğun sesini duydu. Kalk, oğlunu kaldır, elini tut. Onu büyük bir ulus yapacağım." Sonra Tanrı Hacer'in gözlerini açtı, Hacer bir kuyu gördü. Gidip tulumunu doldurdu, oğluna içirdi. Çocuk büyürken Tanrı onunlaydı. Çocuk çölde yaşadı ve okçu oldu. Paran Çölü'nde yaşarken annesi ona Mısırlı bir kadın aldı.”Yaratılış 21, 12-21Tevrat’ın bu kısmında, Hz. Hacer’den doğacak çocuktan bir ulus yaratılacağı bildirilmiştir. İşte bu ulus, Hz. Peygamber asm ve İslam ümmetidir. Zira Hz. İsmail as’ın neslinden Efendimiz asm’den başka peygamber “Hz. İsmail’in validesi olan Hacer, evlat sahibi olacak. Ve onun evladından öyle birisi çıkacak ki, O veledin eli, umumun üstünde olacak ve umumun eli huşu ve itaatle ona açılacak.”Eski Ahit, Tekvin, 17. BabTevrat’ın bu ifadeleri de Efendimiz asm’den haber vermektedir. Zira daha önce açıkladığımız gibi, Hz. Hacer’in oğlu olan Hz. İsmail as’ın soyundan, Efendimiz asm’dan başka bilinen ve meşhur olan bir peygamber “Ahir zamanda bir ümmet-i merhume kaim olup, orada hakka ibadet etmek üzere mübarek bir dağı seçerler. Ve her iklimden bir çok halk orada toplanıp, bir Rabbe ibadet ederler, ona şirk koşmazlar...”Eski ahit, Miha, Bab 4, ayet 1, 2, 5İşte Tevrat’ın şu cümlesi açık bir surette dünyanın en mübarek dağı olan Arafat dağını ve oraya her iklimden gelen hacıların tekbir ve ibadetlerini ve“ümmet-i merhume” namıyla şöhret bulan“ümmet-i Muhammedi” tarif Hz. Danyal as’ın kitabı Bab 2 Bu bölümde Asur devletini yıkıp Babil şehrini merkez yapmış ve kırk üç yıl saltanat sürmüş bir hükümdar olan Buht-u Nasr’ın görmüş olduğu rüya ve onu izah eden Hz. Danyal anlatılır. Bu kıssanın özeti şöyledir“Zalim Buht-u Nasr’ın hapishanesinde bulunan Hz Danyal as, hükümdar daha kendisine rüyasını anlatmadan önce hükümdara rüyasında ne gördüğünü anlatır. Hükümdar şaşkınlık içinde aynen tasdik ederek “Evet gördüğüm rüya gerçekten bundan ibarettir. Şimdi de tabirini söyleyiver.” der. Hz. Danyal as şöyle der“O heykel dünya saltanatıdır. Sen onun başı durumundasın. Senden sonra başka bir hükümet gelecektir ki, senin hükümetine nisbetle küçük olduğu için gümüşle temsil edilmiştir. Ondan sonra iki hükümet daha gelip çok genişleyecek ve demirden meydana gelen başka bir saltanat da onu yok edecektir. Daha sonra o da yıkılıp yerine kimi kuvvetli kimi zayıf pek çok hükümet geçecektir ki, bunlar demirle toprağın birleşemediği gibi bunlarda birbirlerine yaklaşıp da birleşemeyeceklerdir. Bundan sonra Allah cc kısa zamanda bu hükümetleri ortadan kaldıracak gerçek bir saltanat sahibi gönderecektir ki, onun saltanatı kıyamete kadar ayakta kalacak, mübarek zatı da dünya ve ahiret saadetine sebep olacaktır. İşte rüyanda, havadan düşüp de o gördüğün putu kırarak yok eden taşın büyümesi bu gerçeğe işarettir.”İşte Hz. Danyal as’ın tabir ettiği rüyanın anlatıldığı Tevrat’ın bu cümleleri; putları kıracak ve getirdiği din ile kıyamete kadar ayakta kalacak mübarek bir zatı haber veriyor. Elbette bildirilen bu zatın Efendimiz asm olmasında şüphe yoktur. Zira Peygamber Efendimiz asm putları kırmış, maddi saltanatı ile alemi ve manevi saltanatı ile de gönülleri fethetmiştir. _____________________________________[1]Kalem, 68/4. [2]Mâide, 5/67. [3]Tirmizî, Tefsîr, 5/6. [4]Ebu Nuaym, Delâil, c. 2, s. 328
tevratta geçen allah ın isimleri