N8CTSOL. 1704 Son Güncelleme 1707 “Pek çok nedene bağlıdır” Ses teli hasarlarının kaynağının pek çok nedene bağlı olduğunu bildiren Şafak, “Beyin sapını veya kafa bölgesini etkileyen çeşitli hastalıklar, boyunda sinir komşuluğundaki tümörler, göğüs kafesinin içindeki pek çok hastalık, sinirin kendisine bağlı farklı hastalıkları durumunda ses tellerinde geçici veya kalıcı felçler oluşabilir. Sesin kötü ve uygun olmayan şartlarda, özellikle uzun süreli ve yüksek tonlarda kullanılması da harabiyete yol açabilir. Ses tellerinde görülen sorunların bir nedeni de tiroit bezlerine komşuluğu olduğu için tiroit cerrahisine bağlı travmalardır.” dedi. “Bir miktar ses kısıklığı oluşur” Ses teli cerrahisinin gündeme geldiğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak şöyle konuştu “Ses tellerinin felçleri ses cerrahisi tekniğiyle rehabilite edilebilmektedir. Ses teli felcine bağlı sorunlarda, ses telinin yeniden çalışır hale getirilmesinden çok oluşan şikayetin kısmen düzeltilmesine yönelik cerrahi girişimler yapılmaktadır. Örneğin; ses teli felci sonucunda yanda sabit kalan ve ses çıkarma veya yutkunma sırasında orta hatta doğru hareket edemeyen ses teli, orta hatta sabit hale getirilebilmektedir. Sorun, her iki ses telinin birden orta hatta sabit halde felçli kalmasına neden olan bir hastalıksa, nefes darlığı bir sorunu yaşanmakta ve olay, ses kısıklığının önüne geçmektedir. Bu durumda ses tellerinden biri yana çekilerek, yanda sabit halde kalmasını sağlayan cerrahi girişimler gerekir. Böylece nefes darlığı düzeltilir ancak beraberinde bir miktar ses kısıklığı oluşur.” Bağırarak konuşmanın sese zarar verdiğinin altını çizen Şafak, “Bağırarak konuşmak ve bağırmayı alışkanlık haline getirmek, mide-gırtlak reflüsü, ses tellerinin irritasyonu veya enfeksiyonları ile gırtlak kanserleri, ses karakterinde bozulma gibi pek çok farklı şikayete yol açmaktadır. Bir haftadan daha uzun süren her türlü ses probleminde mutlaka KBB uzmanına danışılmalıdır. Enfeksiyon durumlarında ses kısıklığıyla birlikte, nefes darlığı, yutma güçlüğü ve yüksek ateş gibi çok daha önemli şikayetler de görülebilir.” diye konuştu. “Hastalığın tanımına göre pek çok farklı cerrahi teknik kullanılıyor” Ses tellerinin, çıkarılan sesin ince veya kalınlığını ayarlayacak şekilde uzayıp incelme ya da kısalıp kalınlaşma gibi fonksiyonlara sahip olduğunu dile getiren Şafak, ergenlik çağında sesi kalınlaşmayan erkek çocukları gibi, sesini kalın bulan kadınlar da olduğunu söyledi. İnce ya da kalın ses çıkaracak şekilde cerrahi girişimler yapılabildiğini ifade eden Şafak şu ifadeleri kullandı “Ses teli cerrahisine; ses tellerinde polip veya kist oluşumu, yaşlılık nedeniyle ses tellerinin gevşemesi, kronik ödemlere bağlı şişkinlikler, ses tellerindeki yarık veya kanserler gibi sorunlarda başvurulmaktadır. Ses cerrahisinde hastalığın tanımına göre pek çok farklı cerrahi teknik kullanılmaktadır. Bunlar arasında ses tellerinin çevresine değişik materyallerin enjeksiyonları, bir kısım gırtlak kıkırdaklarının çıkarılması, çeşitli dikiş teknikleriyle bazı kıkırdakların yerlerinin değiştirilmesi, gırtlak iskeletinin şeklinin ve pozisyonlarının farklılaştırılması, bu amaçlarla da bir takım protezlerin kullanılması gerekebilmektedir. Ender olarak sinir liflerinin onarımı, sinir ve kas kavşaklarından oluşan köklerin gırtlaktaki bazı kaslara aktarılması gibi tekniklere de başvurulabilmektedir.” Bu önerilere dikkat Ses tellerinde uzun süreli tedavi gerektiren ya da kalıcı hale gelebilen hasarların oluşmaması için bazı önlemlerin alınabileceğini vurgulayan Şafak şu önerilerde bulundu “Yeterli miktarda sıvı almaya özen gösterilmelidir. Soğuk ve asitli içecekler mümkün olduğunda az tüketilmelidir. Dumanlı ve tozlu ortamlardan kaçınılmalıdır. Tütün ürünleri kullanılmamalıdır. Geniz temizleme hareketi mümkün olduğunca yapılmamalıdır. Uzun süre konuşulması gerekiyorsa boğazı ara sıra ıslatacak şekilde sıvı tüketilmelidir. Yüksek sesle konuşmaktan, bağırmaktan kaçınılmalıdır. Şarkı söylemek için şan eğitimi alınmalıdır. Gırtlağın ve diyaframın uygun kullanımlarına dikkat edilmelidir. Ses ile ilgili şikayetler göz ardı edilmemeli, zaman geçmeden uzmana başvurulmalıdır.” Ses kısıklığı, başta ses tellerinin deforme olmasından kaynaklı oluşan bir semptomdur. Bunun dışında başka hastalıklardan kaynaklı bir belirtidir. Ses kısılması bir hastalık değil, bir hastalıktan kaynaklı olarak oluşan belirtidir. Sesin çatallanması, kısıklık, seste titreme genel olarak ses kısıklığından meydana gelmektedir. Ses kısıklığı geçici bir rahatsızlıktır ve gerekli küçük önlemler alınırsa daha çabuk tedavi olur. Uzun sürede geçmeyen ve alınan önlemlere karşı geçmeyen ses kısıklıkları altında tehlikeli bir hastalıktan kaynaklı olabileceğinden muhakkak doktora danışılması gerekmektedir. Ses kısıklığı, yüksek sesle ve çok konuşan, zararlı alışkanlıkları olan kişilerde daha fazla görülmektedir. Solunum yolu hastalıklarında boğazın tahriş olması sonucu ses kısıklığı da yaşanabilir. SES KISIKLIĞI NEDENLERİ VE BELİRTİLERİ Boğazların tahriş olmasından kaynaklı olan aşırı sıcak ve soğuk yiyecek-içecek tüketmek, yüksek sesle ve çok konuşmak, grip-nezle gibi hastalıklardan kaynaklı olarak ses kısıklığı görülebilir. Ses kısıklığı bir hastalık değil, bir hastalık sonucu görülen semptomdur. Ses kısıklığına neden olan hastalıklar ve alışkanlıklar şöyledir - Sigara kullanımı - Alkol kullanımı - Aşırı kahve içmek - Solunum yolu hastalıkları - Alerji - Akciğer kanseri - Mide asidinin yemek boruna gelmesi reflü - Yüksek sesle konuşmak, çığlık ve bağırma - Gırtlak iltihabı - Ses teli tümörleri - Asitli yiyeceklerin sıkılıkla tüketilmesinden kaynaklı solunum yollarında deformasyondan kaynaklı ses kısıklığı oluşmaktadır. SES KISIKLIĞI TEDAVİSİ Sebebi bilinmeyen ve bir haftadan uzun süren ses kısıklığı için muhakkak kulak burun ve boğaz uzmanına danışarak nedeni teşhis edilmelidir. Özellikle 50 yaşını aşmış kişilerin ses kısıklığı görülmesiyle birlikte doktora başvurmaları gerekmektedir. Ses kısıklığının tedavisine başlarken ilk önce neyden kaynaklı görüldüğü tespit edilmelidir. Farklı hastalıklara farklı tedavi yöntemleri uygulanarak ses kısıklığının iyileşmesi sağlanabilir. Örneğin, reflüden kaynaklı ses kısıklığına uygun olan doğru adımlar izlenerek tedavi edilir. Bu durum, diğer hastalıklardan kaynaklı görülen ses kısıklıkları için de geçerlidir. DOĞAL YOLLARLA SES KISIKLIĞI TEDAVİSİ Yüksek sesli ve çok konuşan kişilerde görülen ses kısıklığı için kişilerin daha dingin ve sakin konuşması, boğazlarını yumuşatacak ılık içecekleri tüketmeleri tavsiye edilebilir. Ses kısıklığı beraberinde boğaz ağrısını da getirdiği için eczaneden alınan pastil kullanmak etkili olan bir tedavi yöntemidir. Ses kısıklığına en etkili tedavi ise ses tellerinin bir süre dinlenmesini sağlamaktır. Özellikle sigara ve alkol gibi alışkanlıklarının bırakılması önerilmektedir. Ses kısıklığı için önerilebilecek doğal tedavi yöntemleri Turp ve Bal 1 tatlı kaşığı turp suyu ve 1 tatlı bal karıştırılarak içilir. Boğazların yumuşamasına yardımcı olur. Ada Çayı ve Ebegümeci Çayı Ada çayı ve ebegümeci çayı demlenip ılındıktan sonra 2-3 kez gargara yapılıp boğazı temizlenir. Ardından kalan çay içilir. Her gün düzenli olarak tüketildiğinde ses kısıklığına iye gelen bir tedavi yöntemidir. Papatya Çayı Ses kısıklığına iyi gelebilecek olan papatya çayı bal ile karıştırıldığında ses kısıklığına iyi gelmektedir. Ekinezya Çayı Solunum yolu hastalıkları tedavisinde etkili olan ekinezya çayı, boğazların yumuşamasını ve rahatlamasını sağladığı gibi ses kısıklığına da iyi gelmektedir. Tuzlu Su Tuzlu su ile yapılan gargara boğazların iyileşmesi ve mikroplardan arınması içi yapılması etkili bir tedavi yöntemidir. Bal ve Zencefil Boğaz ağrısına etkili olan bal ve zencefil karışımı ses kısıklığına da iyi gelmektedir. Bunlar dışında bol bol ılık su tüketmek, yaşam alının temiz olmasını sağlama, aşırı sıcak ve soğuk yemeklerden kaçınmak, bağırarak konuşmak ve çok konuşmak kaçınılması ve dikkat edilmesi gereken hususlardır. Gırtlak Kanseri Nasıl Meydana Gelir? Tedavisi Nasıl Gerçekleşir? 11 Şubat 2020 GIRTLAK KANSERİ 1- Gırtlak nedir, vücudumuzun neresinde bulunur, görevi nedir? Gırtlak veya tıbbi adıyla larinks, yutak dediğimiz dil köküyle trakea dediğimiz nefes borusu arasında , dıştan boynumuzun çene altında adem elması şeklinde elimize gelen dış kısmında kıkırdak iç kısmında üstte yemek borusunu kapatan yaprak şeklinde yumuşak kıkırdak, aşağıda yalancı ve gerçek ses tellerinin olduğu bir organdır. Sesimiz gırtlaktaki ses telleri vasıtasıyla çıkar. Gırtlak yemek borusu ve nefes borusunu birbirinden ayırır, yemek yeme esnasında yemeklerin nefes borusuna kaçmasını önler. Gırtlak, aldığımız havayı akciğerlere gönderir, nefes verirken akciğer havası gırtlaktan çıkar, biz nefes verirken konuşuruz ve gırtlaktaki ses telleri sayesinde konuşma sesi oluşur. 2- Gırtlak kanserinin sebebleri nedir, kanser olmamak için bir önlem varmı? Gırtlak kanserinin oluşmasında en önemli etken sigaradır. Günde 10 adetten fazla içilmesi kanser için etkilidir, tiryakilerde kanser oranı 20 kat fazladır, sigara bırakıldıktan sonra vücutta 20 yıl kadar etkisi sürmektedir. Günde 25 adet ve 30 yıl sigara içen bir insanda gırtlak kanserine yakalanma ihtimali, sigara içmeyene göre 40 kat fazladır. İkinci sebep alkoldür. Özellikle sigara ve alkol bir arada alınması sinerjik etki yapmaktadır, yani ayrı ayrı kullanılmasından daha fazla zararlı olmaktadır. Üçüncü sebep HPVhuman papilloma virüsü dür. Kadınlarda genital sistemde hastalıklara yol açan HPV son yıllarda ağız içindeki kanserlerden sonra gırtlak kanserlerinde de risk faktörü olmaya başlamıştır. Dördüncü etken çalışma ortamında asbest, ağaç tozu, nikel bileşikleri, kömür tozu, boya dumanı, form aldehit, polisiklik aromatik hidrokarbon, mineral yağlar, temizlik çözücü olarak kullanılan izopropil alkol gibi toksik maddelere uzun süreli maruz kalmaktır. Son yıllarda uzun süreli larengözefagial reflünün gırtlak kanserine neden olabileceği gösterilmiştir. Beslenme tarzı; Kırmızı ve kızarmış etler, A ve E vitamini eksikliği de etkenler arasında sayılabilir. Haliyle yukarda bahsedilen zararlı maddelerden uzak durmak, sebze ağırlıklı beslenmek, ağız hijyenine dikkat etmek gerekir. 3- Gırtlak kanserinin sıklığı nedir, kimlerde ve hangi yaşlarda daha sık görülür? Gırtlak kanseri dünyada baş boyun bölgesinin en yaygın kanseridir. Her yıl dünyada yeni gırtlak kanseri vakası görülmekte ve ölüm olmaktadır. Erkeklerde kadınlara göre daha sıktır, bu vakaların i erkek, i kadındır. Son yıllarda kadınlardaki sigara içme oranının artmasıyla birlikte kanser görülme sıklığı da artmıştır. Sağlık bakanlığı 2013 yılı istatistik verilerine göre gırtlak kanseri erkeklerde % 7 ile altıncı sıradadır. Gırtlak kanseri 40-60 yaş arası daha sık görülür. Bütün kanserlerde olduğu gibi ailesel genetik faktörlerin rolü vardır. Gırtlak kanseri olan kişilerde Özellikle P53 gen mutasyonu tesbit edilmiştir. 4- Gırtlak kanserinin belirtileri nelerdir, hastalarda ne tür şikayetler yapar, hangi durumlarda doktora başvurmalıdır? En önemli belirti ses kısıklığıdır. Sigara içenlerde tedaviye rağmen 15 günün üzerinde geçmeyen ses kısıklıklarında kanser ihtimali göz önüne alınmalıdır. Hastanın sesinde kısıklık, yorulma, eforlu ve hırıltılı, zayıf ses vardır. Eğer kanser ses tellerinde gelişmişse ilk belirti ses kısıklığıdır ve bu sayede erken farkedilir. Eğer ses tellerinin üzerinde bir bölgede gelişmişse önce ses kısıklığı yapmaz , daha çok yutma güçlüğü, boğazda sıcak patates hissi, yumru hissi olur. Eğer kanser ses tellerinin altındaki gırtlak bölgesinde gelişmişse önce nefes darlığı, hırıltılı solunum ve öksürük gibi şikayetleri olur. Bu nedenlerle ses telleri dışındaki bölgelerden gelişen tümörler daha ileri evrelerde fark edilebilir, kulağa vuran ağrılar ortaya çıkar. 5- Teşhis için neler yapılmalıdır? Teşhis için özellikle detaylı bir KBB muayenesi yapılmalıdır. Açılı rijid endoskopla indirekt larinks muayenesi yapılarak gırtlağın içi girişten ses tellerine kadar detaylı görülür, ses tellerinin hareketleri değerlendirilir. Stroboskopi ile ses tellerinin büyütülmüş görüntüsü ve yavaşlatılmış hareketleriyle daha erken evrede tümör farkedilebilir. Öğürtü refleksi olan hastalarda daha konforlu ve detaylı muayene olarak çip kameralı flexibl larengofarengoskopi ile burundan girilerek muayene ve kayıt yapılır. Hastanın boynunu palpasyonla muayene ederek büyümüş lenf bezesi olup olmadığına bakılır. Eğer muayene ile gırtlakta bir tümör şüphesi görülürse radyolojik inceleme yapılır. Öncelikle larinks-boyun BT, gerekirse boyun MR ve PET istenebilir. Kesin teşhis için gırtlaktaki şüpheli bölgeden biopsi dediğimiz ufak bir parça alınarak patolojik incelemesi yapılır. 6- Gırtlak kanserinin evreleri varmıdır, hangi durumlarda ilerlemiş olur? Gırtlak kanserinin 4 evresi vardır. Birinci ve ikinci evreler T1, T2 , erken evre olup tedavide başarı oranı daha yüksektir. . Üçüncü evre T3 gırtlak kanserleri, gırtlak içinde sınırlı ve ses teli hareketi azalmış kanserlerdir. Dördüncü evreT4 kanserlerde, ses telleri fikse olmuş, ses tellerinin üst ve alt bölgesine yayılmış, gırtlak dışına taşmış kanserlerdir. Üçüncü ve dördüncü evreler ileri evrelerdir, tedavide başarı oranı düşüktür, bu evrelerde boyunda metastaz dediğimiz boyun lenf bezelerine yayılma veya akciğer gibi başka organlara sıçrama olabilir. İleri evre gırtlak kanserlerinde genellikle ses tellerinin birinde veya ikisinde hareket yoktur, fikse olmuştur. 7- Gırtlak kanseri başka bölgelere veya organlara yayılır mı? İleri evre kanserler başka bölgelere yayılabilirler. Üçüncü evrede boyunda metastaz görülürken dördüncü evrede akciğer, sindirim sistemi ve beyin gibi uzak organlara metastaz olabilir. Uzak metastaz olan hastalarda cerrahi tedavi düşünülmez, tedavide başarı oranı çok düşüktür. 7- Gırtlak kanserinin tedavisi var mıdır, tedavide neler yapılır ? Gırtlak kanserinin tedavisi vardır . Özellikle erken evrede tedaviyle hastalık tamamen ortadan kalkar ve nüks oranı çok düşüktür. Tedavide üç seçenek vardır Ameliyat, radyoterapi, kemoterapi ve bu tedavilerin kombine şekli 8- Ameliyat, radyoterapi ve ilaçla tedavi şekilleri hangi durumlarda gerekir, hangisini tercih etmelidir, bu tedaviler hepsi bir arada uygulanabilir mi? Kanserin birinci ve ikinci erken evrelerinde ameliyat ve radyoterapiyle tedavi % 90-95 oranında aynı başarıya sahiptir. Özellikle ses telinden gelişmiş kanserlerde sesi koruma açısından radyoterapi tercih edilebilir. Ancak üçüncü ve dördüncü evre gibi ilerlemiş gırtlak kanserlerinde gırtlak ve boyunla birlikte ameliyat tercih edilmelidir, radyoterapi ameliyat sonrası nüksü önlemek açısından gerekebilir. Kemoterapi, ameliyat yapılamayan çok ileri kanserlerde tümörü küçültüp ameliyat yapılabilir duruma getirmek için gerekebilir. 9- Gırtlak kanseri ameliyatlarında en çok sorulan sorular; sesim kaybolacak mı, boğazımda delik olacak mı, bu konuda alternatif çözümler var mı? Erken evre kanserlerde gırtlağın tamamı alınmaz, ses telinin bir kısmı veya bir ses teli tamamen çıkarılır, bu durumlarda hastanın sesi kaybolmaz, biraz kalitesi düşer. Nefes borusuna delik açılmaz veya geçici olarak açılır, belli bir süre sonra kapatılır ve burundan normal nefesini alır. Radyoterapi tedavisi yapılan hastalarda gırtlak tamamen korunmuş olur, ancak ses kalitesi bir miktar bozulabilir. İleri evre kanserlerde özellikle dördüncü evrede gırtlağın tamamı alınacağı için hastanın sesi olmaz ve nefes borusuna kalıcı delik açılır, hasta bu delikten nefes alır verir. Ancak gelişen teknolojilerle hastanın nefes borusu ve yutak arasına, küçük görünmeyen ses protezi takılarak ve açılan delik valvli kapakla kapatılarak konuşma sağlanabilir. Hastaya yemek borusundan konuşma terapisi uygulanarak protez takılmadan ses çıkarma ve konuşma öğretilebilir. İleri evre kanserlerde hastalar boyunda delik olacağı için ameliyat olmaktan kaçmakta ve tedavi şanslarını yitirmektedirler. Boynun altında dikkat çekmeyen bu delik valvli kanüllerle veya fularla kapatılabilmektedir. Yaşamak varken ufak bir kusur yüzünden tedaviyi reddetmek hastanın hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. 10- Gırtlak ameliyatı olanlar normal yaşantılarını sürdürebilirlermi, çalışabilirlermi? Gırtlak ameliyatı olanlar, diğer insanlar gibi normal yaşantısını devam ettirebilir ve çalışabilirler Oluşturulma Tarihi Temmuz 09, 2021 1644Çevresel ya da bazı hastalıklar ile ortaya çıkan ses kısıklığı, psikolojik nedenler ve alerjiden de kaynaklı her yaştan kişide görülebilen sağlık sorunlarında biridir. Ses kısıklığı grip nezle gibi hastalıklar gibi belirtilerle ortaya çıkabilirken, bazı durumlarda ses kısıklığının altında ciddi rahatsızlıklar yatabilir. Peki, ses kısıklığına ne iyi gelir, nasıl geçer? İşte, ani ses kısıklığı nedenleri ve tedavisi hakkında merak edilen çevresel hem de fiziksel hem de psikolojik nedenlerden kaynaklı ses kısıklığı vakaları yaşanmaktadır. Çocuklarda, kadınlarda ve ergenlik dönemine geçişlerde sıklıkla görülür. En fazla görüldüğü zamanlar ise soğuk havaya bağlı olarak sonbahar ve kış aylarıdır. Gribal enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok hastalığın ön belirtisi olarak da ses kısılabilir. Ses kısılmasını birkaç gün içinde geçiren birçok çözüm bulunuyor. Aynı zamanda ses tellerine iyi bakmak ve boğazı fazla zorlamamak da alınabilecek önlemler arasında yer almaktadır. Ses Kısıklığı Neden Olur? Aşırı sigara ve alkol tüketimi ses tellerini zorlar. Boğaz ve bademcik bölgesini hasta ettiği gibi ses tellerinin de yıpranmasına neden olur. Sigara tiryakilerinin çoğunda belli başlı dönemlerde ses kısılmaları yaşanmaktadır. Bununla birlikte alkol tüketimi de bağışıklık sistemini zayıflattığı için aynı oranda risk teşkil etmektedir. Ses kısılması en çok topluluğa hitap eden kişilerde ve öğretmenlerde görülmektedir. Bunun en büyük nedeni ise mikrofon kullanmadan, yüksek sesle konuşmak zorunda kalmalarıdır. Ses telleri yapıları gereği oldukça hassastır. Bu nedenle bağırarak konuşmak zorunda kalan kişilerde sıklıkla görülür. Bunun yanında bulaşıcı hastalıklardan kişilere nüfuz eden virüsler, metabolizmayı yavaşlatır. Gözlerde şişkinlik, ateş, halsizlik gibi etkilerin yanı sıra ses tellerinin zafiyete uğramasına da neden olur. Ses Kısıklığına Evde Ne İyi Gelir?Ses kısıklığının birincil nedenleri arasında yer alan belirtilere sahip değilseniz, önce doktorunuza danıştıktan sonra, aşağıda yer verdiğimiz evde bitkisel çözümlerden faydalanabilirsiniz. Bu çözümlerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz; Sarımsak Doğal bir antibiyotik olma özelliği taşıyan sarımsak, hastalıkların çok daha kısa sürede düzelmesine yardımcı oluyor. Enerji veren, bağışıklık sistemini güçlendiren bu bitki, ses tellerinin onarımında da etkili olmaktadır. Tercihe bağlı olarak yemeklere ve yoğurda katılarak tüketilebilir. Zencefil Zencefil bitkisi de en az sarımsak kadar faydalıdır. Boğaz ağrılarına iyi gelen, şişen bademcikleri indiren zencefil ses kısıklığının çok daha kısa sürede düzelmesini mümkün kılıyor. Acı bir tada sahip olduğu için bala katılarak tüketilebilir. Turp Türk mutfağında havuç ile birlikte salatası yapılan turp vitamin ve protein açısından oldukça zengindir. Limon da ses kısıklığına iyi geldiği için turpun içine limon sıkılarak yenilmesinde herhangi bir sakınca sirkesi Antimikrobiyal özelliklere sahip olan elma sirkesi ses kısıklığı için de faydalı bir bitkisel çözüm olabilir. Bunun için; bir çay bardağı suya 1 - 2 çorba kaşığı çiğ, süzülmemiş elma sirkesi ve bir çay kaşığı bal eklenerek elde edilen karışım günde 2 ila 3 kez içilir. Ayrıca elma sirkesi, tuzlu suyla hazırlanan gargaraya da su ile gargara Ağrılı ve tahriş olmuş boğaz ve ses kısıklığı için ılık tuzlu su ile gargara yapmak etkili sonuçlar Kısıklığı Nasıl Geçer?Ses kısıklığı için özellikle ses tellerini dinlendirmek ve bulunduğunuz ortamı sürekli havalandırmak oldukça önemli. Ayrıca ses kısıklığını geçirebilecek bazı önemler şunlardır Ses tellerini dinlendirmek Hastaların yapması gerekenler kadar yapmaması gerekenler de son derece kritik bir öneme sahip. Çok fazla ve yüksek sesli konuşmaktan kaçınılmalıdır. İşi gereği konuşma yapmak zorunda kalan mikron ve hoparlör gibi cihazlar kullanmalıdır. Pastil kullanmak Eczanelerden temin edilebilen pastil boğazı yumuşattığı gibi ses kayıplarını da yerine getirir. Günde bir ya da iki tane pastil kullanılabilir. Bitki çayı Özellikle tahriş olmuş boğaz bölgesi için bitki çayları öneriliyor. Bu alanda en fazla yardımcı olan bitki özlü çay ise rezene çayıdır. Kuru ve soğuk havalara karşı önlem almak Hem kuru hem de soğuk havalar kişinin nefes kalitesini bozmaktır. Kapalı ortamlar nemlendirilmeli ve sıklıkla Hastalıklarda Ses Kısılır? Birçok farklı hastalığın hem ön belirtisi hem de sonucu olarak ses kısılması vakalarına rastlanıyor. Bu hastalıklardan bazıları grip, nezle gibi geçici rahatsızlıklar iken, bazıları çok daha ciddi boyutlarda olabilir. Bu nedenle özellikle uzun süreli ses kısılması durumlarında bir uzmana görünülmeli ve olası hastalığın teşhisi konulmalıdır. Kanser Özellikle akciğer ve gırtlak kanseri teşhisi konulmuş kişilerde ses yorgunluğu ve kısıklığı ara ara görülebilir. Kemoterapi ve radyoterapi müdahalelerinden sonra eski sağlığına kavuşan hastaların ses telleri de iyileşir. Reflü Gastrit ve ülser gibi mide hastalıklarından farklı belirtiler taşıyan reflü de ses telleri doğrudan doğruya etkilenebilir. Kişiden kişiye değişmek üzere ses kısıklığı saatlerce ya da günlerce sürebilir.

ses teli kanseri bitkisel tedavi